4 Nisan 2015 Cumartesi

ABD-washington

birleşik devletlerin başkentindeyiz. hava alanından şehir merkezine belediye otobüsleriyle yarım saatte geldik. merkezde sırtımızdaki, arkamızda bıraktığımız şehirlerin  ağırlığı da eklenmiş olan çantalarımızla bir saat dolaşıp motel, pansiyon türü uygun fiyatlı bir konaklama imkanı bulamayacağımıza kanaat getirdikten sonra pes edip lüks bir otele yerleştik. iyi ki de böyle yaptık. arada şimartılmak ta iyi oluyor. :) şehir merkezinden kastım(pennsylvania avenue), malum nationall mall. otelimizin olduğu yer biraz taksim-harbiye taraflarını andırıyordu sanki..
biz buraya tam 4 temmuz günü sabah geldik. amerikanın özgürlüğünü kazandığı gün. milli bayram olarak kutluyorlar. bu yüzden olacak ki, capitol ve dikilitaş arasındaki alan, büyük çadırlarla doluydu. her çadır ayrı bir ülke kültürüne ev sahipliği yapıyordu. hepsinden ayrı müzik sesleri geliyordu ve biz de hepsine bir bir uğradık.


çadırların araları panayır yeri gibi düzenlenmiş, yiyecek-içecek, dondurma, gazoz satıcılarıyla doluydu. ama hava yürüyerek gezmeyi imkansız hale getiriyordu. biz de kapalı alanlardaki klimalardan faydalanabilmek için, müzeden müzeye koşturduğumuz kültürel bir gezi gerçekleştirdik.:)
capitol ile  dikilitaş arası dediğim yer için netten daha açıklayıcı bir fotoğraf buldum. 
havuzdan sonraki uzun dikdörtgen çimenlik alandan bahsediyorum..

evet dikilitaş dediğim yerin adı aslında washington monument. 169 m uzunluğundaki bu dikilitaşın içini gezmek te mümkün. kapıdaki görevli her gelene nereli olduğunu sorduktan sonra, o ülkenin dilinde de "hoşgeldiniz" falan gibi selamlamanın ardından sırayla sizi içeri alıyor. sırayla çünkü bu anıtın içi, asansör kapasitesi kadar insan tarafından gezilebiliyor. yukarısı şehrin panoramik görüntüsü için ideal bir nokta. belki bayram dolayısıyladır ama giriş ücretsizdi.!
resim anıtın tepesindeki pencerelerden biri.
bir de capitol önündeki havuz var. tam 700 m uzunluğunda. reflecting pool diyorlar. capitol binasını ve washington monument 'i çok güzel yansıttığı için herhalde.! evet, beyaz saray diye bildiğim yer capitol binasıymış meğer. burada öğrendim.:) capitol aslında amerika kongre binasıymış. büyük bir kubbesi olan etkileyici bir dış mimariye sahip beyaz yapı.:) içini gezmek serbest ama yalnızca, amerika ve binanın  tarihi ile alakalı  görseller bulabileceğiniz bir yer diyebilirim. hava sıcak olduğundan içini dolaştık yani..
ayrıca, natural history museum ve  air and space museum da gezdiğimiz yerler arasındaydı. :)

oldukça büyük bir müze. görülesi bir doğa müzesi. büyük beyaz'ın çenesi(gerçek)
marsta dolaşan araç..
doğal tarih ve havacılık müzeleri ilginçti aslında.. havacılık müzesinde apollo uzay mekiğinin baş kısmı da sergilenenler arasındaydı. ayrıca uzaydan görsellerin sergilendiği bir oda ve 2.dünya savaşında kullanılan uçaklar ve özel eşyalar vardı. bir de bedavaydı:)
daha ekleyeceğim resimler var sabırsızlanmayınız..!
yemek olarak new york ave. da bir afgan lokantasını tercih ettik. famous kabob tu galiba. yemekler gayet başarılıydı. zaten iran dan alışık olduğumuz lezzetlerin benzeriydi.(iran da 2 yıl yaşadım da!)
bu yere iki sefer geldik. otelimize de oldukça yakın bir mesafedeydi. 
jefferson memorial bir diğer görülesi mekanlardan.. anıtın içindeki devasa boyutta, amerika başkanlarından biri olan jefferson heykeli nin yönü beyaz saraya doğru dönük duruyor dendi.
ayrıca,  george town alışveriş ve eğlence merkezlerinden. burada book hill de açık hava pazar yeri ve kaldırımlarda avrupa zarafetiyle yapılan indirimli satışlar, elinizdeki cup cake leri yerken  görülesi..

george town yıllar içinde kennedy ler gibi bir çok nüfuzlu aileye de ev sahipliği yapmış bir yer. cadde direkleri ve bazı duvar ve kapılar, artık ikonik hale gelmiş çiçek sepetleriyle süslenmiş.(şimdilerde istanbul da da çok!)

ayrıca bu bölgeden geçen potomac nehri su sporlarının yapılmasına olanak sağlıyor ve bu olanaktan faydalananlar azımsanmayacak kadar var.. tabi bir sürü canal, köprü ve yol kenarları bisiklet yolları ile bezenmiş..
anchor yıldızı özellikle tarihi binaları süsleyen bir diğer ikonları.
ayrıca çin mahallesi ve hayvanat bahçesini de tavsiye ettiler ama biz gitmedik. 
beyaz saray ı gezecekseniz eğer mutlaka gitmeden önce ABD elçiliği ve konsolosluğundan randevu talebinde bulunun.!
amerika hakkında aktaracaklarım bu kadar. eğer bir kere daha gidersem, bu sefer bir jeolog olarak yellow stone park ve grand canyon mutlaka görmek istediğim yerler arasında. tabi bir de arkadaşları ziyaret etmek olacak. :)
çok yakında (haftaya), macar gene yollara düşecek bu sefer istikamet Balkanlar! bosna, hırvatistan ve karadağ ile tekrar görüşmek dileklerimle. dünya gerçekten görülmeye değer güzelliklerle dolu.  naçizane tavsiyem, çok gezin ömrünüz uzun olsun.!













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder