22 Nisan 2015 Çarşamba

arnavutluk- tiran

işkodra dan tiran a otobüsle adam başı 3 € ya geldik.burada 4 saat kadar vakit geçirdikten sonra makedonya sınırları içinde kalan struga kasabasına yine otobüsle geçtik. bu sefer adam başı 10€ ödedik ve yol 4 saat kadar sürdü. bu bölümde sizlerle tiran da geçirdiğimiz 4 saatten bahsedeceğim.
öncelikle şunu belirtmekte fayda var. tiran da görülecek hiç bir şey yok gibi. tabi bu biraz göreceli bir durum ama genel kabul de yine bu şekilde..aslında, arnavutluk genel itibariyle zengin tarihi ve doğal güzelliği bakımından oldukça zengin bir coğrafya, fakat ne yazık ki kominist yönetimin boyundurunduğundan çok yeni çıktığından olacak bizim türkiye nin 40 sene önceki halleri gibi. mesela yabancı turist onlar için o kadar yeni ki,eskiden bizde olduğu gibi yabancı dille bişey anlatmaya çalışanları yüzlerinde yayılan bir gülümsemeyle cevaplamaya çalışıyorlar. ayrıca çok az insan ingilizce biliyor. (türkçe bilen daha çok.)ama türkleri çok seviyorlar orası da inkar edilemez.
neyse biraz da bakalım nerelerde gezmişiz..
tiran da 2 meydan var zaten. burası daha büyük ve güzel olanı.


opera binası(komünizmin olmazsa olmazı:))


meydandandaki park







etem bey camii
yanımda görünen kadın(resmi büyütürseniz asık suratı daha belirgin oluyo) türk turist grubundan biri. bizimkiler arnavutluğun müslümanlığını beğenmiyor hasbamlar. yok pismiş, abdest alınacak yerleri yokmuş.. adamın biri gruptan başka birini yakalamış camide atıyodu arnavutlara. halbuki bazıları da o kadar mutlu ki türklerle beraber aynı imamın arkasında namaz kılmaktan. zavallı ihtiyar imam belkide heyecandan oturduğunda şaşırdı ve sevr secdesi yaptırdı. (halbuki, adamın biri de bizi içeri buyur etmiş, bana yer gösterirken orada bulunan iki kişiyi adeta kovarcasına yerinden kaldırmıştı.) ağzında dişlerinin olmadığı sesinden belliydi.  ee tabi bizim şımarıklar alışmış her yıl amerikan yardakçısı suudlara bağlı umrelerde 5 yıldız konforuyla tatil yapmaya(en doğru ibadeti kendilerinin  ettiğini sanarak).. nerden bilsin 41 sene kominist baskı altında müslümanlığını korumanın ne demek olduğunu. neredeyse koca bir kuşak aradan kayıp.. neyse, düşündükçe sinir oluyorum, sinir oldukça düşünüyorum. kısır döngüye girmeyeyim:) 







anladığınız gibi cami içinden görüntülerdi..


büyük iskender!
son olarak öğle yemeğini sofra türk diye bir yerde yedik. (cami önünde yara bandı satan 12 yaşlarında sevimli suratı olan ve türkçe bilen fabio nun tavsiyesine uyarak). malum garsonlar türkçe biliyorlardı. ama servis çok yavaştı ve yemek te fiyatı ile kıyaslanınca matah sayılmazdı. (40-50 TL arası bir rakam )ama zaten bu ülkelerde yemek çok ucuz. bu biraz fazlaydı. 
tiran da ayrıca görülmeye değer olan  bir de kalesi var ama bizim vaktimiz buna yetmiyordu ve öğleden sonra 4 te kalkan otobüse yetiştik. 
bugünlük bu kadar sevgili okurlar. saygılar..

2 yorum: