25 Nisan 2015 Cumartesi

makedonya-üsküp

avrupa tarihçileri nin, büyük iskender le hatırlamak istedikleri şehirdeyiz. ortasından geçen vardar nehri ve bu nehre tepeden bakan kalesiyle baharda adeta  çiçek açmıştı üsküp. şehirde muhtemelen yaza kadar yetiştirmek istedikleri hummalı bir hazırlık çalışması vardı. meydan düzenlemeleri, falan.. açıkçası üsküp ü bu şekilde düşünmemiştim. şehir merkezi devasa boyuttaki heykellerle, gösterişli taş yapılarla adeta sıradan bir avrupa şehri havasındaydı. osmanlıdan kalan köprünün hemen yanına,  üzerindeki heykelleriyle ihtişamını göze sokmak istercesine duran yeni köprü, sanki özellikle diğerinin yanına kondurulmuş gibi. 

 
alexander the great!
evet size bir şeyi hatırlattı mı? ayşegül ve tuğba yı duyar gibiyim zafer takı paris!
bu taklit yapı için gösteriş meraklısı devlet başkanı milyonlarca dinarı hiç etmiş diyorlar..


 sol taraftaki taş köprü 2. murat hüdavendigar tarafından yaptırılmış. bu arada sağda görünen ihtişamlı yer parlamento binası değil müzeymiş. (videodaki bilgi yanlış oldu yani..)

müze binası!

burası eskiden köprü üzerindeki mihrabın yeriymiş ama sonradan depremde yıkılınca devlet bu şekilde yeniden restore etmiş ve aslına uygun değilmiş. ayrıca kullanılan malzemeler de kaliteli değilmiş deniliyor.

köprüyü geçer geçmez sizi bu havuzlu çeşme ve 
bu havuzlu çeşme karşılıyor. köprünün müslüman kesimi. buradada yine müslümanlar köprünün bir tarafında yoğunlaşmış durumda. (mostar daki gibi.) yeni yapılan müzeye çok yakın bir meydan. düzenlemesi de hala devam ediyor.

he heyt!


bizim köprünün(müslüman tarafta) her iki tarafına kondurulmuş devasa heykellerden birisi 
bunlar osmanlı paşaları değil aksine osmanlıya başkaldırmış makedon milis kuvvetleri  nden ünlü iki kişiymiş. manidar!

bu iki muhterem, ilk kril alfabesi tasarımcısı olan din adamları

artık iç kesimlere doğru yürüyoruz.. arkada çifte hamam

bizim yüzyıllara meydan okumuş tarihi köprümüzden karşıya yani müslüman kesimin yoğunlukta olduğu tarafa geçiyoruz ve adeta ülke değiştiriyoruz. 
tamamen deriden üretilen, el yapımı ayakkabı ve terlikler.

 çay içtiğimiz yer. belki biraz restorasyon ve bakım gerekiyor.
çay fena sayılmazdı.

bu tarafta eski ve yeni olmak üzere 5-6 tane cami var. yeniler için TİKA sağ olsun.

aslında bu dükkanın içinde terzi tam camın önünde dikiş dikiyordu ama camdaki yansımadan belli olmamış.:(


sokaklardan..

...

üsküp kalesi

kale girişlerinden biri

 eski pehlivanlardanmış adını unuttum ama bir hatıra fotoğrafı çektirdik. yan tarafta çekim yapılıyordu. (kale içinden..)

                                 ardından tekrar aşağı doğru iniyoruz ve sokaklarda bir müze girişi                                                                                                   görüyoruz.. 


                                                                    müzenin bahçesi

müzenin kapısı
burası müzenin avlusu(arkadaki minareye dikkat)

öğle namazı molası bu camide.  mustafa paşa camii
sonra da destan köftecisi nde öğlen yemeği yiyoruz. ve artık şehre arabayla(ohri yolu üzerinde) ancak 15 dakika mesafede bulunan matka kanyonuna gitmeye karar veriyoruz. ama dönüşte şu yeni köprüden geçiyoruz..

bahsettiğim gösterişli köprü!


üsküp sokaklardan.. (gayri müslim taraftan)
matka kanyonu
                                     
bu serçe bizden elma kırıntısı istedi..:)
ayrılmak istemedim..

daha çok resim ve videolarım var aslında ama genel hatlarıyla üsküp bu şekilde..  bambaşka yerlerde tekrar görüşmek dileklerimle..











24 Nisan 2015 Cuma

makedonya- gostivar ve tetova

arabayla ayrıldığımız ohri den yaklaşık 2,5 saat sonra gostivar a vardık. ama öncesinde şehre varmadan müslüman bir köyün camiinde namaz molası verdik. :)

gostivar a girmeden söz verdiğim arkadaşın babasının köyüne uğradık, kendisinin hiç gitmediği..
vrapcishti!

çok sıcakkanlı insanlar. aslen arnavutlar. ee nedemişler bir acı kahvenin 40 yıl hatırı varmış. ama halim bey sağ olsun yanında birer de yaban mersini suyu  ikram etti. ee şimdi hatırı kaç yıl oldu?! 


akşam üzeriydi otele yerleşmek üzere ayrıldık. gostivar ın içi biraz hayal kırıklığı görülecek pek birşey yok. ama köyleri güzel. çatalca nın köylerinden farkı yok. haa pardon var, köylerin kiliseleri de var..:)
neyse gostivar ın meşhur bir saatli camii var demişlerdi. biz de küçük yer zaten buluruz dedik aradık ve bulduk.:)) ama minaresinde dijital bir saat olan yeni bir cami bulduk. ordaki türkçe bilen birine "bu mu" dedik "saatli cami" o da tabi "yok değil" dedi ve asıl caminin yerini tarif etti. bu sefer görür görmez anladık.:)
 bu cami
bu da önündeki  saat kulesi

gökyüzündeki hilali yakaladık ama makine kalitesi bu kadar. gece hilton da konakladık. :))
gerçekten.:) 35 € idi. ama öncesinde vardar nehri kıyısında vrutok da balık yedik. yerin adı brumi 3 tü. yerli halkın demesine göre gavur olmayan tek yer. ama yer çok güzeldi. tavsiye ederim.
sırada tetova var geliyorum..

görülecek bir yer dışında, tetova da gostivar dan pek farklı sayılmazdı. harabati tekkesi ni buradaki herkes biliyor. zaten küçük bir yer elinizle koymuş gibi bulabilirsiniz.




biz bu sudan da içtik. düştüğü yeri delercesine soğuk bir suydu..



derviş  abdülmuttalip bizi ısrarla içeri davet etti. türkçesi oldukça iyiydi ve caferiydi!çok sıcak bir sohbet yaptık. zira biz de iran da bulunduğumuzdan ortak çok nokta bulduk ve sohbet siyasetle karıştı.. derken  karşılıklı hoşgörü ve tatminlikle vedalaştık. anı defterleri vardı. her ikimiz de birkaç satır karaladık.
bu arada bu tekke için türkiye devleti nden yardım bekliyorlar.
semt pazarı kurulmuştu, çok ucuza yolda yemek için  biraz meyve aldık ve yola çıktık...
yarın inşallah üsküp te görüşürüz..









makedonya-ohri

makedonya dan tekrar merhaba. öncelikle makedonya ya arnavutluk sınırından geçtik ve otobüs gecenin bir yarısında bizi otoyolun kenarında burası struga makedonya diye attı. aslında ohri ile araları 10-15 dakika mesafe ama otoyolun yanında iki tane çakal taksi şoförünün dışında birşey yok. uzakta ışıklar var ama sırtımızda da eşek ölüsü ağırlığına yaklaşmış yük var. mecbur çakalllara yem olmaya karar verip,  ufak bir pazarlıkla, atladık taksiye. on dakika sonra booking.com dan son anda (şarjım bitmeden)yer ayırttığım, sora sora zor bulduğumuz az merkezin dışında kalan gölün dibindeki motele getirdi. getirdi lakin kimse yok ki. seslen, bağır çağır.. ardından taksici tabeladaki numarayı aradı. adam maç seğretmeye gitmiş.. :) hemen geliyorum dedi. bekle bekle.. pek bişey görünmüyor ama ormanlık, göl, in, cin  falan.. benim koca başladı ufaktan "hay senin yer seçimine" de, "bizi getirdin ıssıs bir yere" de..:)) mecbur taksiye binip geri merkeze gittik ve şoförün tavsiyesi üzerine başka bir motele girdik. ilginçtir burada da sahibi maça gitmiş yerine 17 yaşlarında bir çocuk telefonla kontak kuraraktan yaptığımız pazarlık sonucu çatı katındaki odayı bize 15 € ya veriyorlar. bu arada motel dolu bu kalan tek oda.. taksici de 5€ demişti ama 10€ ya razı oluyor. neyse üçe beşe bakmadık attık kendimizi odaya. gece o katta kalan türkler de vardı. hepsi genç sanırım sruga daki uluslararası üniversite öğrencileri (bu benim tahminim) sabaha kadar sigara içip bilgisayar oyunu oynadılar.. tabi kendi odalarındalar ama gir çık, vıdır vıdır konuşmalar, bilgisayar sesleri falan.. neyse bir müddet sonra uyumuşum artık.. sabah dışarı çıkıp börekçide kahvaltı yapıp araba kiralayalım dedik. ama burası ohri den daha küçük olduğu için bulamadık ve küçük bir turlamadan sonra atladık bir taksiye 5€ ya ohri ye geldik. arabayı kiraladık.(fazla alternatif yoktu. on yere sorduktan sonra, bunu zor bulduk o da 100 € ertesi günü akşam üsküp te teslim etmek üzere escape tur dan) eşyaları yükledik ve başladık gezmeye..:))

bu iki resim struga dan




 ohri
 ohri
ohri
 elveda rumeli dizisinin çekildiği sokaklar

 aynı sokakta bir kilise de var.
kilisenin avlusundan

kilisenin avlusundan



ali paşa camii
 ali paşa camii

hayati baba tekkesi
 çarşıda bir yemenici dükkanı

çarşı meydan
burada halk bankası da var para çekmek için falan..  çarşıda köfte yiyebilirsiniz, dondurması meşhur (ama modo yu hiçbirine değişmem tabi) .. turistik bir sokağı var sahile inen hediyelikçilerin bol olduğu, bu sokakta bir sürü yemek yeme, atıştırmalık bulabilirsiniz.  ortalama 10-15 € ya doyarsınız..
ardından atladık arabaya yine göl kenarında başka bir uğrak yeri svati naum. ohrinin karşı kıyıları diyebilirim. burası ohri gölü nün, ki bu göl makedonya nın en büyük gölüymüş bu arada, kaynak yeri.
hadi resimlere bakalım.
arkada görünen yer pınar. 700 m ileri kadar arkadaki kayıkla sizi 10€ ya götürüp getiriyorlar.
bu da pınarın göle aktığı yer..

 suyun temizliği dikkatinizi çekti mi?
 ohri merkezden gelen tekneler karşıda görünen iskeleye demir atıyorlar..
 yorumsuz..
 un yerinde göle karşı bir kafe..

 svati naum 
 girişi
 deminki cafe nin balkonundan
sözüm ona, svati naum amcamızın  heykeli de vardı da.. bu çok yeni yapılmış bir heykel. yapım aşaması ve yapan heykeltıraş la ilgili görseller heykelin yanındaki panoda sergilenmiş. hemen bu balkonun altında.
 suyun pırıltısına bakın


kaynağın içine uzanır şekilde yapılmış bungalov cafe lere giden ahşap köprü kenarında ördeklerin evi..
ohri merkeze yakın bir tepede, bir de kalesi var ama vaktimiz daraldığı için artık burayı es geçtik. zira yolumuzda gostivar var, tetova var. son noktayı da üsküp te koymak istiyoruz yoksa evde çocuklar işte hakedişler beni bekler. (başkanım okuyorsanız selamlar:))zaten çok kale dolaştık bu gezi boyunca..:))