7 Eylül 2016 Çarşamba

İSKOÇYA- EDİNBURG

iskoçya yı öteden beri izlediğimiz filmlerden midir nedir bilmiyorum, hep daha bir sıcak, cana yakın ve hatta biraz da gariban görmüşümdür. bilmem aynı şey sizin için de geçerli mi? neyse aslında iskoçya  planıma highland veya stovehaven daki dunnottar kalesini eklemeyi düşünmüştüm. ancak londra daki koşuşturma ve stres olsa gerek vardığımız günün ertesinde migren nöbetim bastırınca edinburg ta iki günle yetinmek zorunda kaldık. kaldığımız otel daha doğrusu hostel odası iki kişilikti. odayı kızımla paylaştım.
aldığım ilaçlar ve birkaç kusmadan sonra ancak akşam üzeri dışarı çıkabildik. müzik sesi ve kalabalığı takip edince şehrin merkezindeki royal mile da bulduk kendimizi. meğerse uluslararası festival zamanıymış.  her köşe başında hatta iki köşe arasında birkaç tane olmak üzere kurulmuş standlarda tiyatro yapanlar mı dersiniz yoksa kapmış eline gitarını kemanını hatta darbukasını çalanlar mı?! ağzımız açık dolaşırken elimize tutuşturulan davetiyeler, bizi bu küçük bir kuplesini seyrettiğimiz gösterilerin tamamını izlemek için bir  çağrı!.. birçoğunun girişi bedava. bazılarının üzerine ne verirseniz kabul ederiz yazmışlar.:) anlayacağınız sokaklar sanatçılarla dolu ve coşkuluydu..




royal mile ın sonu edinburg kalesi ne çıkıyor. (bu arada edinburg burada edinbra şeklinde telaffuz ediliyor.) çok uzun bir yol değil. aşağı yukarı bir mil kadar. :) sağlı sollu gotik mimari ürünü görkemli  taş binalarla çevrili bu yol festival zamanında bir başka çekici.
royal mile edinburgh ile ilgili görsel sonucu
royal mile

aslında bu göz alıcı mimari  şehrin her tarafında aynı. orta çağdan bu yana korunmuş katedraller, hükümet binaları, saraylar, bahçeler ve neredeyse bütün kesişen caddelerin ortasındaki meydanlarını süsleyen heykelleri edinburg şehrini  turizmin cazibe merkezi haline getirmiş.
edinburgh kalesi ile ilgili görsel sonucu
edinburg kalesi

ertesi günü daha önceden almış olduğum yeraltı hayalet turumuza çıkalım dedik. biletler adam başı 13 € dan almıştım. neyse telefondan biletleri gösterdim ve tura başladık.

tur rehberimiz :) uzun siyah peleriniyle gizemli görünmeye çalışmış.:) tura önce iki gönüllüyü kamçılayarak başladı.! sonrasında ara sokakların birinden yer altına inen tünellere girdik ve 10 adımda bir bize dönüp sözümona yaşanmış hatta belgeselleri yapılmış dehşet dolu şehir efsanelerini anlattı. biz daha farklı bir konsept bekliyorduk. açıkçası pek keyif almadık diyebilirim. tur yaklaşık 1 saat ya da biraz fazla sürdü. ama arada bir çok tatlı cırlıyordu.:))

 
yemeği akşamdan yaptığım küçük bir araştırma sonunda halal restoranların birinde yedik. tabi porsiyonlar her zamanki gibi beş kişilikti. south bridge üzerinde bu tür restoranlardan çok var. fiyatlar oldukça makul ve porsiyonlar doyurucu. siz de bizim gibi domuz yemekten sakınıyorsanız şiddetle tavsiye ederim. döner bile vardı. 

kişi başı sanırım 4-5 pounda aldığımız günlük otobüs biletleriyle istediğiniz kadar indi-bindi yapabilirsiniz. ayrıca hop on- hop off otobüsler de vardı tabi ama bunları 3 yada daha fazla gün kalacaksanız tavsiye ederim. zira günlük alındığında kişi başı 36 pound du galiba.:(

                                       advocate çıkmazı

                                    
calton tepesi - yapımı para yokluğundan yarım kalmış olan bu yer utanç tepesi olarak ta anılıyor. şehre hakim bir tepe üzerinde kurulmuş. arkada görülen  national monument napolyon savaşlarında ölen asker ve denizcilerin anısına yapılmış...!


calton tepesi - dugald steward  monument, (iskoç bir filozofun adına dikilmiş bir anıt.)

calton tepesi -city obsevatory! şehir astronomik gözlem evi.

 köşebaşlarında gayda çalan milli kıyafetler giymiş sokak sanatçıları görmek artık çok normal geliyor.


iskoçya ulusal müzesi

kalenin gölgesinde bulunan halk parkı.


camera obscura!  katılarak gülmek isterseniz eğer..






   scott monument!  princess street te. bir yazar için dikilmiş en büyük anıt.

taksi ler nasıl ama?

edinburg hakkında size birkaç tüyo vereyim:
- hava oldukça serin. isterse ağustos ayı olsun fark etmez. mutlaka kalın kazak ya da mont bulundurun.
- south bridge te bir sürü helal yemek satan restoranlardan başka ibadet için bir cami de var.
- mutlaka en az üç gününüzü buraya ayırın. yoksa tam tadına varılmıyor. :)
- havaalanından şehre  tarmvay var. biletinizi gidiş dönüş alın çok daha hesaplı. bu arada tramvaylar çok dakik. isteyene otobüsler de var.
- hayalet turunu sallayın gitsin.
- onun yerine biz gidemedik ama mutlaka stirling e ya da highland a turlar var. netten önceden alabilirsiniz. fiyatları 30-70 € arasında değişiyor. meraklısına viski turları bile var. bulamazsanız rezervasyon için bana sorun linki atarım size.
- cep telefonları ve bilgisayar mağazaları var. özellikle princess street te. pek anlamam ama kızım abisiyle hemen yazışarak özellikleri atıp fiyat sorgusu yaptı. birçok marka  bizim buraya göre yarı fiyattı. almadığıma çok pişmanım.:(
size iyi gezmeler.!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder